İnşaat mühendisleri İzmir depreminde sınıfta kalmıştır. Diyeceksiniz ki 7 büyüklüğünde bir deprem oldu, bu deprem hiç de öyle ufak bir deprem değil. Oldukça da az bina yıkıldı, nasıl sınıfta kalmış oluyorlar? İnşaat mühendisi olmayan bir kişinin bunu söylemesi kabul edilebilir bir şey ama Ekşi’de ve Twitter’da inşaat mühendislerinin sürekli bu tarz cümleler kurması oldukça acınacak bir durum. Depremin yıkıcılığı büyüklüğünden anlaşılmaz, ivme plot’undan anlaşılır. Depremin büyüklüğü deprem merkezindeki kırılma sırasında ortaya çıkardığı enerjiyi yansıtır. Bu kırılma sonucu da etrafa dalgalar yayar. Bunlara da seismic waves denir, yani deprem dalgaları denebilir. Bu dalgalar da ilerleyerek yerleşim yerlerine ulaşır. Dalgaların gittiği yol uzadıkça da bu dalgalar sönümlenmeye başlar. Bu nedenle deprem merkezinden uzaklaştıkça deprem etkisi daha az hissedilir. Ama aynı uzaklıkta iki farklı yerleşim yerinde cok farklı ivme büyüklükleri gözlemlenebilir. Bunun nedeni de site effects denen yerel zemin etkileri. Belli bölgelerde bu deprem dalgaları amplifikasyona uğrar, yani güçlenir. Yani depremin yıkıcılığını gösteren esas önemli olan yerleşim yerinde ölçülen ivme kayıtlarıdır.
(Standart) Deprem tasarımı yaparken kimse size 7’lik veya 8’lik depreme göre tasarım yap demez. Siz tasarım ivmeleri üzerinden tasarım yaparsınız. İnşaat mühendislerinin bu degerleri alması için Türkiye Deprem Haritası hazırlandı.
https://deprem.afad.gov.tr/deprem-tehlike-haritasi
Bu deprem harıtası hazırlanırken mevcut bilinen fayların meydana getirebileceği en büyük depremler göz önüne alınarak, yerleşim yerlerine gelebilecek en yüksek yer ivmeleri hesaplandı. Bu değerleri de inşaat mühendisi tasarım yaparken bu haritadan alır. Yani inşaat mühendisi deprem büyüklüğü ile değil, ivmeler ile tasarım yapar. Ekşi’de ve Twitter’da daha benim gibi ivmeler’den bahseden 3-5 kişi görebildim ancak. Bu inşaat mühendisleri açısından oldukça vahim bir durum. İnşaat mühendisleri sürekli “7 büyüklüğünde bir depremde bunlar olur” tarzı yazmışlar. Ama hiçbirisi de açıp bu depremde Bayraklı’da, İzmir’de vs ölçülen ivme değerleri nedir diye bakmamış. Hepsi papağan gibi ezbere konuşmuş. Gelin ben size ivme değerlerini paylaşayım.
AFAD raporu: https://deprem.afad.gov.tr/…ownloaddocument?id=2064
ODTÜ açıklaması:
Şimdi bunlara baktığımız zaman İzmir’de ölçülen ivmeler 0.04 g ile 0.11 g arasındaymış. En cok yıkımın olduğu Bayraklı’da alüvyon zeminde 0.11 g ivme ölçülmüş. Alüvyon zemin oldukca kötü bir zemin. Kötü zeminde cok daha yüksektir diyecekler için söyledim.
Odtü raporundan alıntı:
“İzmir ili ve çevresinde bulunan ve depremin merkezine 43 km mesafede yer alan 0905 kodlu Kuşadası istasyonunda kuzey-güney bileşeni 0.18 g büyüklüğünde olan maksimum yer ivmesi ölçülmüştür. Bu değerin, mevcut deprem tehlike haritasına göre verilen tasarım depremi maksimum yer ivmesi değerinin yarısından düşük olduğu anlaşılmaktadır. Bina hasarlarının en fazla yoğunlaştığı İzmir Bayraklı’da bulunan iki afad istasyonunda ölçülen maksimum yer ivmesi değerleri 3513 nolu istasyonda (alüvyon) 0.11 g ve 3514 nolu istasyonda (kaya) 0.04 g civarındadır. Bu değerler de tasarım yer ivmesi değerlerinden oldukça düşüktür.”
AFAD’ın deprem haritası index’inden Bayraklı için tasarım ivme değerlerine bakalım:
https://deprem.afad.gov.tr/images/depbolge/deprem-tehlike-haritasi.pdf
Bakmanız gereken yer boylam: 27.15, enlem: 38.45. Burada da “en büyük yer ivmesi [g]” kısmına bakmanız gerekiyor. 4 tane yer ivmesi verilmiş durumda, sırasıyla: 0.857 g, 0.459 g, 0.174 g ve 0.124 g. Bunların farkları ise 50 yılda aşılma olasılıkları. Onlar da sırasıyla: %2, %10, %50 ve %68.
Yukarıda Bayraklı’da 0.11 g ölçüldüğünü yazmıştım ivme olarak. Türkiye Deprem Haritasına göre Bayraklı için bu ivme değeri en düşük tasarım depreminden de düşük bir ivme değeri. Yani 50 yıl ayakta kalacak bir yapı bu tarz bir depreme %68 olasılıkla maruz kalacak. En basit yapılar %10’luk olasılığa denk gelen 0.459 g ile tasarlanmalı “can güvenliği” için. %68’lik deprem en fazla “kesintisiz kullanım” için kullanılabilir. Can güvenliği ve kesintisiz kullanım Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nde geçen terimler. Can güvenliği demek tasarım depreminde binadaki kişilerin can güvenliğini saglamalısın demek. Kesintisiz kullanım da yapının kullanım amacı için kesinti yaratacak bir hasar meydana gelmemeli diyor.
http://www.imo.org.tr/…ek.pdf?tipi=79&turu=x&sube=3
İMO’nun paylaştığı bir slayttan da bakabilirsiniz tanımlara. Slaytlar iyi hazırlanmış değil ama kendiniz de kontrol edin diye paylaştım ilk bulduğum slaytı. Yukarıda paylaştığım slaytta da şöyle bir ifade var: “Taşıyıcı olmayan elemanlarda hasar olursa kesintisiz kullanım olmaz.”
Yani ancak kesintisiz kullanim için tasarım depremi olabilecek bir depremden bahsediyoruz Bayraklı için, diğer yerler için (tahminen) daha da ufak bir deprem.
https://www.egeyebakis.com/bayrakli-da-2-senelik-luks-plaza-depremde-bu-hale-geldi/50173/
Bu ve benzeri videolarin ve Ekşi’deki başlıkların altında yapılan yorumlara baktığımız zaman ise bu depremin büyük bir deprem olduğu ve bu yapıda meydana gelen hasarların oldukca normal olduğu, hatta bu hasarların oluşmasının istendiği vs yazılıyor. Yukarıda anlattıklarıma göre ise tasarımda bu deprem için böyle bir şey istenmiyor. Bu deprem yeni tasarlanmış (aslında eskiler için de öyle olmalı ama hadi Türkiye gerçekleri diyelim onlara) bir yapı için en ufak bir sorun dahi oluşturmaması gereken bir deprem AFAD’ın paylaştığı ivme değerlerine göre. Dolgu duvarların taşıyıcı olmadığını ve tasarlanmadığını iddia ediyor bir çok inşaat mühendisi. İnşaat mühendisinin işi sadece taşıyıcı sistemi tasarlamak değildir. Dolgu duvarlar da bu yapının bir parçası ve bunun tasarımı da inşaat mühendisinin bir görevi.
Türkiye’de hiçbir inşaat mühendisi Türkiye’de inşa edildiği şekliyle bu dolgu duvarların aslında yapmaya çalıştıkları tasarım anlayışı olan sünek tasarıma zıt olduklarını bilmiyor ve anlamıyorlar.
Yukarıda paylaştığım yapıdaki duvarlardaki hasar tamamen tasarımı yapan mühendisin hatasıdır. Dolgu duvar ve çerçeve sistemin nasıl çalıştığını bilmeyen, sadece ezbere ve yarım yamalak tasarım yapan bir mühendis tarafından tasarlanmış o yapı. Bu dediğim Türkiye’deki evlerin belki de %99’u için gecerli.
Bu yukarıda yazdıklarım da yeni mezun, deneyimsiz mühendisler için geçerli değil sadece. Yani Türk mühendislerinin deneyimlisi veya deneyimsizi çok fark etmiyor. İkisi de mesleğinin gereklerini yerine getiremiyor.
Kötü bir eğitime sahip mühendislerle dahi depreme karşı başarılı sonuçlar almak oldukça mümkün. Türkiye ve Şili’nin karşılaştırmasını yaptığım yazımı okuyabilirsiniz o konuda.
Hatırlatma: Yazılan makalelerden haberdar olmak istiyorsanız, sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz.
2 yorum
İzmir depremine değinip teknik bilgi vermeniz, ders çıkarmamıza yardımcı olmanız benim gibi inşaat mühendisliği öğrencileri için çok önemlidir. Paylaştığınız makaleler için teşekkürler, işimiz hakkında her daim öğrenip bilinçli olmanın makalelerle desteklenmesi çok güzel.
Ben tesekkür ederim. Yazdiklarimdan bir seyler ögrenebildiyseniz ne mutlu bana, yazilar amacina ulasiyor demektir.